1. YAZARLAR

  2. Mehmet YILMAZ

  3. Yaşanan acıların sebebi 'deprem' mi?
Mehmet YILMAZ

Mehmet YILMAZ

Platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Yaşanan acıların sebebi 'deprem' mi?

A+A-

"Halam, oğulları, gelinleri, torunları enkaz altında kaldı. Sağ kurtulan olmadı. Kapıları kapandı, kapıları kapandı!" Kahır doluydu. Yutkuna yutkuna konuşuyor, kelimeler ağzında tane tane dökülüyordu…

Feryat ediyor bir depremzede enkaz başında. "Baştaki kimse gelsin söylesin kardeşim. Yeter ki ardında dua edilecek bir mezarı olsun. Dua edecek bir mezarımız olsun. Vallahi canlıyı bıraktık!"

Bir kadın bağırıyor avazı çıktığı kadar, "Yeter artık cenazelerimizi verin kardeşim, yeter artık. Allah için cenazelerimizi verin artık. Sizin cenazeniz olsa ne yapardınız? 12 gün bekler miydiniz? Bekler miydiniz 12 gün?

Enkaz altında kalan yaralıların yüzde 60'ı soğukta donarak hayatını kaybetti. İlgisizlikten, kimse gelmedi Allah'tan başka. Şimdi yine burada ölülerimizi bile alamıyoruz."

Kurtarma çalışmalarına son verileceği söyleniyor. Hal böyle iken bir yanda çalışmaların hala başlamadığı binaların olduğu, bir yanında da enkaz altında yakınlarını bekleyen insanları çaresizce beklediğini duyuyoruz. Yakınlarının sağ kurtulmasında ümidini kesen, hiç olmazsa cenazelerini almayı bekleyen insanların çaresiz bekleyişlerini görüyoruz.

Adıyaman’da bir köyde aynı ailede 72 kişinin hayatını kaybettiği haberini duyunca Ahmet Işık’ı aradım. Evleri hasar görmüş, oturulamayacak durumdaymış. "Çok şükür iyiyim, bizde bir şey yok!" dedi. "Bizde bir şey yok!" dese de ses tonu çok şey anlatıyordu…

Malatya, Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’a göre daha az hasar almıştı. Afetin görüntülerini ekranlarda görmüş olsak da, şehir merkezine girinceye kadar felaketin büyüklüğü pek anlaşılmıyordu. Yıkılan binaların yolları kapattığını görünce gerçekle yüzleştik.

Çocukluğum, ilk gençlik yıllarım, hayallerim, sılam yıkılan binaların enkazı altında kalmıştı. Yıkılan sadece binalar değil, insanlar da yıkılmıştı! Ben de yıkıldım gördüklerim karşısında…

Ahmet Işık "Kapıları kapandı!" demişti. Kapılar kapanmıştı!

"Ben ağayım ben paşayım diyenler, kapıları kitlemişler gel hele..."

Şehirler tanınmayacak haldeydi...

"Asr-ı gurbet harap etmiş köyümü
Bülbül gitmiş baykuş konmuş gel hele
Ben ağayım ben paşayım diyenler
Kapıları kitlemişler gel hele

Bir ev burda bir ev karşıda kalmış.
Hele sorun bizim komşular n'olmuş?
Kırk senelik ağaç kurumuş kalmış
Bizim köye benzemiyor gel hele..."

Ali Kızıltuğ’un yıllar önce söylediği türkü bugün yaşananları anlatır gibiydi.

Aynı bölgede aynı gün içerisinde büyüklüğü ve şiddeti bu kadar yüksek olan başka bir deprem olmuş mudur? Resmi açıklamalara göre can kaybı 40 binin üzerinde. Enkaz altında daha neler var? Şimdilik bilemiyoruz.

Fay hattı üzerinde olmayan bazı illerde, yıkılan binalar altında can kaybının nedeni deprem mi? İnsanların tedavi olmak için gittiği hastanenin enkazı altında can vermesinin sebebi deprem mi? 14 günden beri başını sokacak bir yer bulamayan, çadır dahi temin edemeyenlerin, dondurucu soğuğa rağmen hayatta kalma mücadelesi vermesinin sebebi deprem mi?

Bunca acıların sebebi deprem mi? Binaların kâğıttan kuleler gibi yıkılmasının sebebi deprem mi? Zamanında müdahale edilmediği için hayatını kaybedenlerin sorumlusu deprem mi?

Uzmanlar, "Yıkılan binaların proje safhasında, kâğıt üzerinde her şeyin tamam, yerli yerinde!" diyor. Yıkılma sebebinin uygulama safhasından kaynaklı olduğu üzerinde görüş birliği içerisindeler.

Kısacası yeterli denetimin olmadığı tezini doğruluyor. Yani yıkılan binalardan müteahhitler sorumludur. Sorumludur da işini doğru yapmayan yapı denetim firmaları da sorumlu değil midir?

Bunca yıkım ve can kaybının sebebi deprem mi? Yoksa liyakatsizlik, denetimsizlik, sorumsuzluk, beceriksizlik ve cehaletin mi?

Deprem kuşağı olan ülkemizde yapıları, projeden uygulamaya kadar, her safhada yeteri denetimi yapmadan, yani tedbiri almadan tevekkül etmek, bütün bunları 'kader planı' olarak yorumlamak…

Haşa, iftira değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.