1. YAZARLAR

  2. Turgut ALBAŞ

  3. Silivri ve MHP
Turgut ALBAŞ

Turgut ALBAŞ

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Silivri ve MHP

A+A-

13 Aralık 2012. Bütün TV kanallarında 4 yılı aşkın sürede 600 duruşmadır devam eden, davayı açanların adını bilinçli olarak "Ergenekon" koydukları benim ise "Silivri Davası/Ümraniye Davası" dediğim davanın sondan bir önceki aşaması vardı.Yani idianame savcıları "Müteallaları"'nı yapacaklardı. Hepimizin izlediği gibi hatırı sayılır bir kalabalık Silivri'deydi o gün genç, yaşlı, erkek, hanım bir çok kişi şu soğuk kış gününde ya anneleri, babaları, abileri, ablaları için ya da bunlardan hiçbiri olmadığı halde davanın geldiği son aşamada bir şekilde hassasiyetinden dolayı oradaydı.

Ben 1960 yılında babası 8,5 ay Yassıada'da tutuklu kalan ve o şartlarda 1,5 yaşındaki kız kardeşini de toprağa veren bir Türk vatandaşıyım.

Silivri/Ümraniye Davasının ilk iddianamesi yayınlandığı zaman baştan sona okumuştum.Daha sonra davanın devam sürecinde de elimden geldiğince takip etmeye çalıştım.

Sizlerinde malumu olduğu üzere bu ana davadan bir çok başka davalar türedi, bunların bir kısmı daha sonra bu dava ile birleştirildi, hatta bu dava 1,2,3 v.b. numaralandırma sistemi ile türetildi ve 4 yılı aşkın bir süre sonucunda savcıların mütealası ve ondan sonra da karar safhasına gelecek.

Davanın sonucu gerek Türk siyasi tarihinde ve hukuk tarihinde yerini alacaktır kuşkusuz.Bu konuda bir çok kitap da yazıldı dava devam ederken bundan sonra da birçok şey yazılacak.

Ben bu boyutlarını yanısıra ilk günden beri hep başka bir boyutunu düşünmüşümdür. Böylesine önemli ve Türk Milleti için birçok anlam ifade eden bir dava ile ilgili olarak Türk Milliyetçileri, onu temsil eden MHP ve siyasetin dışındaki Milliyetçi Türk aydınları ne düşünmektedir? 4 yıl sonunda bazı Milliyetçi Türk aydınları şahsi anlamda düşüncelerini kah gazete köşelerinde kah yazdıkları kitaplarda ifade etmişlerdir. Ancak, Türk Milleti'nin siyasi tarihinde gelecek nesillerin muhakkak muhatap olacakları böylesine önemli bir toplumsal konuda "Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi" yönünden genel anlamda bir fikir oluşmadığını düşünüyorum ve bu boşluğun muhakkak ama muhakkak sağlıklı bir şekilde doldurulması ve değerlendirilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum. Aksi taktirde "2023 Hedefi" sözü havada kalacak ve Türk Milliyetçileri Türkiye Cumhuriyetinin bundan sonraki kısmında "Ana Aktörler"'den biri olamayacaktır...

Önceki ve Sonraki Yazılar