1. YAZARLAR

  2. Nurettin BÖLÜK

  3. Ömür 'uzar' veya 'kısalır' mı?
Nurettin BÖLÜK

Nurettin BÖLÜK

ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Ömür 'uzar' veya 'kısalır' mı?

A+A-

İnsan ömrü veya diğer canlılarda ömür uzar mı? Bu soruya verilen ağırlıklı cevap 'uzamaz da kısalmaz da' şeklindedir. Bu görüşte olanların büyük çoğunluğu Kur'an'da geçen ayetlerin düz yorumlarına dayanmaktadır.

Ayetlere geçmeden önce halk arasında ölümlerle ilgili soru ve cevaplara baktığımızda, bir netlik göremiyoruz. Çevremizde bir kişi öldüğünde sorulan ilk soru, 'neden ölmüş?' sorusu olur. Akabinde 'Allah rahmet etsin' denir. 'Neden?' sorusuna verilen cevaplar: Ecelinden ölmüş, hücceten (aniden, ansızın) ölmüş, vurularak ölmüş, kanserden ölmüş, kaza ile ölmüş, yatakta ölüsü bulunmuş, yaşlılıktan ölmüş vs gibi cevaplardır. Burada "Ecelinden ölmüş ve yaşlılıktan ölmüş" sebepleri dışında hepsinde zamanı gelmeden önceki ölümler anlatılmak istenmiştir. Ecel: Hesaplanan gün, belirlenmiş zaman demektir. Bu ölüm şekillerini irdelediğimizde herkesin kafasında ecel dışında ölümlerin olduğu kanaati vardır. Yani belirlenen günden önceki ölümler, ömürlerin kısaldığı anlamı taşımaktadır. Belki de ömür belirtilen zamandan daha fazla olmaktadır. Ama biz son ölüm anını ecel olarak söyleriz. Eceli bu kadarmış deyip geçiştirir, rahatlarız.

Bu girişten sonra, Kur'an'da bu konuda geçen bazı ayetlere bakalım.

Ahkâf suresi 3. ayet: Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları hak ve hikmete uygun olarak ve belirli bir süre için yarattık. İnkâr edenler ise, inandıkları şeylerden yüz çevirmektedirler. Dikkat edilirse ayette, belirli süre için yaratılan sadece insan değildir. Bütün yaratılanları kapsamaktadır. Hak ve hikmetten anlaşılan ise yaratılmanın gelişi güzel olmadığı bir ölçü dahilinde, bir gayeye, belirli bir zaman dilimi için yarattık, o zaman dilimi sonunda gaye de yaratılan da sona erecek anlamını ifade etmektedir.

Belirlenen bu zamanlara kıyamet, mahşer, dirilme, hesap günü ve sonrası, ceza, mükafat günleri de dahildir. (Casiye/14, 21, 22. Mülk/2. Ayetler)

Münâfikûn suresi 11. ayet: Allah süresinin sonu gelmiş hiç kimseyi asla ertelemez. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır. Halbuki Allah hiçbir kimseyi, eceli gelince, asla geri bırakmaz. Allah, ne yaparsanız, hakkıyla hebardardır. (Benzer ayet, Nuh/4)

Yunus suresi 49. ayet: ...Her ümmetin bir eceli vardır. Hiçbir ümmet ecelini ne öne alabilir ne de erteleyebilir. (Benzer ayetler: Araf/34, Hiçr/5) Bu ayetler ümmetlerinde (millet, medeniyet) belirlenmiş bir zaman, ömrü olduğunu anlatmaktadır ki geçmişte yaşamış bazı medeniyet ve toplulukların bugün olmadığını biliyoruz

Al-i İmran suresi 145. ayet: Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur.

Enam suresi 2. ayet: Yaratan, sonra bir ecel belirleyip yaşatan O'dur. Benzer başka ayetler de vardır. (Fatır/11, Nahl/61)

Bu ayetlerin hepsinde ortak nokta, kâinatta canlı cansız ne varsa hepsinin belirlenmiş bir zamanda (ecel) yok olacağını, Allah kesin olarak belirtmiştir. Yaratılmışların ecelinin Allah tarafından önceden bilinmesi O'nun için zor değildir. Bu durum Allah'ın sonsuz gücünü de anlatmak bakımından da önemlidir.

Belirlenen ecelden sonra ölüm olmadığı kesindir. Bunda bir tartışma yoktur. "Ama ecelden önce ölüm var mıdır?" sorusu tartışılmaktadır. "Yoktur" diyenler, hangi yaşta ölüm olursa olsun, öldüğü an ölenin ecelidir, görüşündedirler.

Münâfikûn suresi 11. ayet: Allah süresinin sonu gelmiş hiç kimseyi asla ertelemez. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır. Halbuki Allah hiçbir kimseyi, eceli gelince, asla bırakmaz. Allah, ne yaparsanız, hakkıyla haberdardır. (Benzer ayet, Nuh/4)

Yunus suresi 49. ayet: ... Her ümmetin bir eceli vardır. Hiçbir ümmet ecelini ne öne alabilir ne de erteleyebilir. (Benzer ayetler: Araf/34, Hiçr/5). Bu ayetler ümmetlerin de (millet, medeniyet) belirlenmiş bir zaman, ömrü olduğunu anlatmaktadır ki geçmişte yaşamış bazı medeniyet ve toplulukların bugün olmadığını biliyoruz.

Al-i İmran suresi 145. ayet: Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur.

Enam suresi 2. ayet: Yaratan, sonra bir ecel belirleyip yaşatan O'dur. Benzer başka ayetler de vardır. (Fatır/11, Nahl/61)

Bu ayetlerin hepsinde ortak nokta, kâinatta canlı cansız ne varsa hepsinin belirlenmiş bir zamanda (ecel) yok olacağını, Allah kesin olarak belirtmiştir. Yaratılmışların ecelinin Allah tarafından önceden bilinmesi O'nun için zor değildir. Bu durum Allah'ın sonsuz gücünü de anlatmak bakımından da önemlidir.

Belirlenen ecelden sonra ölüm olmadığı kesindir. Bunda bir tartışma yoktur. Ama 'ecelden önce ölüm var mıdır?' sorusu tartışılmaktadır. 'Yoktur' diyenler, hangi yaşta ölüm olursa olsun, öldüğü an ölenin ecelidir, görüşündedirler.

Ben ve benim gibi 'eceli gelmeden ölümlerin de olduğuna inananlar' da var. Bu görüşte olanlar:

Fatır suresi 11. ayette geçen şu bölümü dikkate alarak yorum yaparlar. "...Her canlıya verilen ömür, ömründen kısaltılacak süre, mutlaka bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) yazılıdır. Doğrusu bunlar Allah için kolay işlerdir."

Zamansız ve istenmeyen ölümlerin, ecel gelmeden önceki ölümler olduğu kanaatını taşımaktadırlar. Bu ölümler genel olarak kaza, hastalıklar, tedbirsizlikler, canlı vücuduna aşırı yüklemeler, yaratıcının emir ve yasaklarına karşı eylemler, sel, deprem, yangın, savaş gibi afetlerdeki ölümler vs. 'ecel' gelmeden önceki ölümlerdir. Allah bu ölümlerin önceden olacağını bilir mi? Bilir. Bilmezse, Allah olmaz. "Bildiği halde niçin müdahale etmez?" sorusu da akla gelir.

Zamansız ve istenmeyen ölümlerin, ecel gelmeden önceki ölümler olduğu kantatını taşımaktadırlar. Bu ölümler genel olarak kaza, hastalıklar, tedbirsizlikler, canlı vücuduna aşırı yüklemeler, yaratıcının emir ve yasaklarına karşı eylemler, sel, deprem, yangın, savaş gibi afetlerdeki ölümler vs. 'ecel' gelmeden önceki ölümlerdir. "Allah bu ölümlerin önceden olacağını bilir mi? Bilir. Bilmezse, Allah olmaz. Bildiği halde niçin müdahale etmez?" sorusu da akla gelir.

Allah kâinatı ve içindekileri bir düzen dahilinde yaratmıştır. Yaratılanlar içinde bu düzeni koruma ve kollama görevini de akıl, idrak, düşünce, ilim, vicdan verdiği insana vermiştir. Gönderdiği kitap ve peygamberlerle de insanı yönlendirmeye devam etmiştir. İnsanın idrak dairesinde olan işlere müdahale etmemiştir.

Allah, benim tabiat olaylarım var, sağlığınızı bozacak hastalıklarım ve üreten mikroplarım var, size verdiğim yapının kaldırabileceği bir kapasite var, kazalarım var, sizin savaşlarınız var. Bunları hem yaşayarak gördünüz hem de indirdiğim kitaplarla haber verdim diyor. Eğer, bu olumsuzluklara karşı aklınızı kullanır tedbir alırsanız, size vaat ettiğim zamana kadar (Ecel) yaşarsınız. Yoksa eceliniz gelmeden ölürsünüz diyor. Bana göre, dünyadaki ölümlerin büyük çoğunluğu eceli gelmeden önceki ölümlerdir. Allah, yarattıklarına emsalleriyle eş zaman ecel vermiştir. O zamanı biz insanlar kısaltmaktayız. Ve suçu da Allah'a atmakta hiçbir beis görmeyiz.

Aklını kullanarak Allah'ın ilminden istifade eden toplumlar, eceli gelmeden önceki ölümleri azaltmışlardır. En şiddetli ve en çok deprem olan Japonya'da insan ölümünün en az olması, batı toplumlarında çocuk ölümlerinin en az olması, sel, yangın, trafik kazaları gibi olaylarda yeterli tedbirlerin önceden alınarak erken ölümlerin aza indirilmesi, yeme içmesine dikkat eden toplumlarda ölüm yaşının yükselmesini, düz ecel mantığı ile anlatamayız. Allah kullarına, "aklını kullan, ilmimi kullan ecelin kadar yaşa. Kullanmazsan ecelinden erken ölürsün, ben müdahale etmem" diyor.

Bayraktar Bayraklı Hoca'nın verdiği bir örnekle konuyu kapatıyorum: Hoca bir konuşmasında bu konuyla ilgili olarak, "Bir araba aldınız. Satıcı, eğer arabayı bizim dediğimiz şartlarda kullanırsanız beşyüz bin km yapar, otuz yıl da kullanırsınız, der. Şartları özetle: İstiap hakkından fazla yüklemeyiniz. Suyunu, yağını zamanında değiştiriniz. 30 km hızla gidilebilecek stabilize bir yolda 30 km gidiniz. 100 km gidilebilecek yolda o hızla gidiniz. Ve dikkatli kullanıp trafik kurallarını ihlal etmeyiniz diye ekliyor.

Biz 300 kg yük götürebilecek arabamıza 500 kg, 30 km gidilecek yolda 100 km hız yaparsak, suyunu yağını, bakımını zamanında yapmayıp sağa-sola da çarparak kullandıysak; 30 yıl ömrü olan arabayı 5-6 yılda hurdaya çıkarırız. Şimdi "bu arabanın ömrü (eceli) 5 yılmış diyebilir" miyiz?

İnsan da öyle. Hastalıklar, kazalar, savaşlar, tabiat olayları vs. gelmeden, önleyici tedbirler alırsak ecel normal zamana uzar. "İştahım çekiyor" diye yağlı, tuzlu, şekerli besinleri vücudun kaldıramayacağı şekilde yersek, sigara, alkol ve uyuşturuculardan, stresten, fazla çalışmaktan, uykudan, haramdan, erken tedaviden uzak kalırsak, ecelimizi beklemeden gideriz. Suçu da Allah'a atarız. "Rakı içen öldü de su içen ölmedi mi?" der, teselli buluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.