1. YAZARLAR

  2. Turgut ALBAŞ

  3. Lise Tarih Kitaplarında Yer Alması Gereken Yakın Tarihi Olaylar!
Turgut ALBAŞ

Turgut ALBAŞ

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

Lise Tarih Kitaplarında Yer Alması Gereken Yakın Tarihi Olaylar!

A+A-

 

Allah bana ruh,akıl ve beden sağlığı olan iki evlat nasip eyledi.Bunlardan büyük evlat M.BATUHAN Kanada'da UBC Üniversitesinde Uluslarası İlişkiler bölümünde eğitimine devam etmektedir.İkinci evlat H.KUTLUHAN ise İstanbul'da 1873 yılında "Şemsi Efendi Mektebi" olarak eğitime başlayan Terakki Vakfı Okulları Özel Şişli Terakki Lisesi'nde 4. sınıf öğrencisidir.

 

Yukarıda iki evladımla ilgili olarak verdiğim bilgileri onları övmek,okullarının reklamını yapmak için söylemeyeceğimi beni tanıyan dostlarım ,arkadaşlarım ve ülküdaşlarım bilirler.

 

Küçük evlat H.KUTLUHAN bir akşam üstü okuldan döndüğünde "...baba bugün okulda tarih dersinde 12 Eylül öncesi K.Maraş olayları ile ilgili bir belgesel izledik.Bu konuda seninle konuşmak,senden bilgi almak istiyorum..." dedi.

 

Bu hadise bana şunu düşündürdü.Demek ki artık liselerde bizim neslin bizzat şahidi,hatta tarafı olduğu hadiseler eğitimciler tarafından öğrencilere anlatılmaktadır.

 

Bizim lise'de okuduğumuz yıllarda okullarda uzun süre Emin OKTAY'ın tarih kitabı ders kitabı olarak okutulmuştu.Bir ara tarihçi Yılmaz ÖZTUNA'nın tarih kitabı okutulmaya başlandığında ise "Faşistlerin Tarih Kitabı" denilerek günlük siyasi tartışmalara malzeme haline getirilmişti.

 

Hatırladığım kadarıyla tarih kitaplarında Türkiye'nin yakın siyasi tarihinden sadece 27 Mayıs 1960 ihtilali ve devamındaki Yassıada Mahkemeleri ve sonucundaki idam cezaları yer almaktaydı.Belki biraz da Talat AYDEMİR'in 22 Şubat 1962'deki ihtilal teşebbüsü.

 

İkinci evlat H.KUTLUHAN benzer bir şekilde de 12 Eylül 1980 öncesinin kitlesel hareketlerinden "Sivas Madımak Oteli" hadisesini de tarih dersinde belgesel izleyerek konuştuklarını,tartıştıklarını da anlattığında yukarıdaki fikrim iyice pekişti ve yakın tarihimizdeki bir çok hadisenin önce Lise seviyesinde bir anlatımla Türk Milleti'nin geleceği dediğimiz gençlere Milli Eğitim müfredatı çerçevesinde objektif ölçüler içinde anlatılması gerekmektedir.

 

Yakın tarihimizde yer alan siyasi tarih kapsamındaki olayların başlangıç noktasını 27 Mayıs 1960 İhtilali,Yassıada Mahkemeleri ve Başbakan Adnan MENDERES ve arkadaşlarının idam edilmelerinden başlatırsak devamında 22 Şubat 1962 ve 20 Mayıs 1963'de Talat AYDEMİR'in iki ihtilal teşebbüsü ve idam edilmesi,TSK'nın 1971 Muhtrası,12 Eylül öncesi terörünün yaşandığı yıllardaki K.Maraş/Çorum/Sivas illerindeki etnik toplumsal hadiseleri,12 Eylül İhtilali ve devamında kurulan mahkemeler ve yapılan idamları sayabiliriz.

 

Yukarıda birer hatırlatma anlamında saydığımız hadiselere ilave olarak 1987'de başlayan PKK Terörü, 28 Şubat muhtrası,27 Nisan e-bildirisi,Ergenakon/Ümraniye/Silvri Mahkemeleri ve türevi davalar ve son olarak da Oslo-Ankara-İmralı-Kandil-K.Irak hattında halen devam eden gelişmeler.

 

12 Eylül öncesinde sağcı-solcu,komünist-Ülkücü,Alevi-Sünni, v.b. tanımlamalarla yaşanan,yaşatılan siyasi olaylar bugün tamamen Milli-Gayri Milli unsurların mücadelesine dönüşmüş bir durumdadır.Bir başka tabirle "İskambil Kağıtları yeniden karılmıştır".Bu fiili durum içinde emperyalist güçler ABD-AB-İsrail-İngiltere gerek doğrudan gerekse yerli işbirlikçileri marifeti ile Türkiye Cumhuriyeti devletine saldırılarını yoğunlaştırmışlardır.

 

Bilim adamları,siyaset uzmanları,staratejistler,siyasetçiler v.b. yakın tarihimizdeki yukarıda saydığımız siyasi hadiseleri tabi ki değerlendirmektedirler ve bundan sonra da değerlendirecektir.

 

Ancak bugün gelinen nokta itibariyle, yazımın başında belirttiğim ve evladımın Lise eğitimi esnasında bizzat yaşadığı hadiseden de görüleceği üzere 27 Mayıs 1960 ihtilalinden başlayarak bugün devam eden davalar ve Oslo-Ankara-İmralı-Kandil-K.Irak hattındaki gelişmelerin gelecek nesillere lise seviyesine uygun bir kapsamda Milli Eğitim müfredatı içinde yer verilerek aktarılması gerekmektedir diye düşünmekteyim

Tabi ki bu aktarmaların "Tarih Bilimi" 'nin objektiflik ölçüleri içinde yapılması gerektiği hususu tartışmasızdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar