1. YAZARLAR

  2. Turgut ALBAŞ

  3. İKİ PARALEL ARASINDA SIKIŞMAK (2)
Turgut ALBAŞ

Turgut ALBAŞ

Ortakses
Yazarın Tüm Yazıları >

İKİ PARALEL ARASINDA SIKIŞMAK (2)

A+A-

Bir önceki yazımızda “İki Paralel Arasında Sıkışmak (1)” başlığı ile AKP-Gülen Hareketi arasındaki ilişkiler yumağını  “1’nci Paralel” tanımlaması altında yorumlamıştım

O yazının devamı olan bu yazımızda ise AKP-BDP-HDP-İmralı-Kandil-Barzani-ABD-AB-İsrail-İngiltere ilişkiler yumağı çerçevesinde yürütülen daha öncelerinde değişik tanımlamalarla ifade edilen ve an itibariyle AKP ve onunla bu ilişkileri yürüten taraflarca “Çözüm Süreci” bizce “Yıkım Süreci” dediğimiz “2’nci Paralel” konu edilecektir.

Hatırlanacağı üzere “2’nci Paralel” ‘in ilişkileri OSLO görüşmelerinin bir şekilde deşifre olması ile yeni bir safhaya girdi. Daha önce “devlet sırrı” diye gizli olarak yürütülen pkk-hükUmet ilişkileri OSLO ile ortalığa saçıldı. Kamuoyuna düşen ses kasetlerinde üçüncü bir taraf olarak “Müzakereci Ülke”  İngiltere’nin de bu görüşmelere katıldığı anlaşıldı. Bu görüşmeler için düğmeye bastığı anlaşılan eski Başbakan her zaman yaptığı gibi önce  “…bizim için pkk ile görüştü diyenler ispat edemezler ise şerefsizdir” diyecek kadar öteye giderken, daha sonra “Biz değil devlet görüştü” en sonunda da “Hakan Fidan’ı görüşmelere ben gönderdim, bir şey diyen varsa bana söylesin” noktasına gelmiştir. Devamında da zaten konu alenileşerek BDP-HDP’li Milletvekillerinin arasından hükUmetin belirlediği isimlerin İmralı ile görüşmesi haftalık olağan ziyaretlere dönüşmüştür.

Her zaman söylemişimdir! yıkım projesi sadece eski Başbakan’ın/AKP’nin ve apo/pkk’nın kendi geliştirdikleri bir proje değildir. Onların akılları, siyasal güçleri böyle bir projeyi yürütecek çapta değildir! yıkım projesinin ana aktörü ABD olup AB-İsrail-İngiltere ve yukarıda saydığım diğer unsurlar da çapları oranında yardımcı oyuncu ya da figüran rolüne soyunmuşlardır.

“Yıkım Süreci” içindeki safhalardan birisi de geçen yasama döneminde TBMM’de grubu bulunan partiler tarafından oluşturulan komisyon tarafından belli bir takvime bağlı olarak yürütülen “Anayasa Değişikliği” çalışmalarıdır. Bu çalışmalarda 1982 Anayasasında değişmesi gereken maddeler üzerinde komisyonda ve alt komisyonlardaki çalışmalar gibi görünmekle beraber TBMM’de birlikte hareket eden AKP ve BDP gruplarının ana hedefi Anayasa’nın değiştirilemeyecek maddeleri olan ilk üç madde ile “Türklük” tanımının yapıldığı 66’ncı maddenin değiştirilmesi ve devamında Türkiye’nin idari yapısını kademe kademe konfederasyon/federasyon/yarı federasyon’a dönüştürmekti. Yıkım koalisyonu bugün de bu amacından vazgeçmemiştir. Ancak o yasama döneminde MHP-CHP meclis grubunun komisyondaki gayretleri ile bu teşebbüs nakıs kalmış ve Anayasa Değişiklik Komisyonu süresi dolunca sona ermiştir.

Yıkım sürecinde devreye sokulan önemli bir konu da AKP-Gülen Hareketi-İmralı üçgeninin kontenjanlarından kişilerin oluşturduğu “Akil İnsanlar” ‘dır .Bu güruh dokuz kişilik yedi adet grup olarak oluşturulmuş ve Türkiye’nin yedi bölgesine gönderilerek toplumda yıkım süreci için alt yapı oluşturulmaya çalışılmıştır. Ancak bunların iki aylık Türkiye turu sonunda düzenledikleri ve eski Başbakana verdikleri değerlendirme raporları Türk kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Büyük bir ihtimal ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışında yıkım koalisyonun beklediği sonuç alınamamıştır.

“2’nci paralel” için birçok defa “Eve Dönüş Yasası/Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi/Üçlü İnisiyatif/İstihbarat İşbirliği/Silah Bırakma/Türkiye Sınırları Dışına Çıkma” gibi isimlerle birçok senaryo yazılmış zaman zaman da oyun sahneye konulmuştur. Ancak bütün bunlar işin gerçeğini yansıtmadığı için bir şekilde intikaya uğramıştır.

AKP ile 2’nci paralel arasında ABD’nin BOP çerçevesinde yürütülen bir alt proje olan “Yıkım Süreci” konusunda baş aktör ABD ve diğer yardımcı aktörler/figüranlar AB-İsrail-AKP-BDP-HDP-İmralı-Kandil v.b. “fazla naz aşık usandırır” misali bu projenin kendilerince sonuçlandırılması için son zamanlarda yeni bir atağa geçmiştir. Ancak 2’nci paralelin figüranları İmralı-Kandil-BDP-HDP-pkk “Yaramaz Çocuk” gibi davranarak Güneydoğu Anadolu’muzda okul yakarak, şantiye basarak, işçileri kaçırarak, askeri kışlalara, polis noktalarına saldırarak, yol keserek kimlik kontrolü yaparak velhasıl büyük patronun stratejisinin dışına çıkarak oyunbozanlık yapmaktadır.

AKP 10 Ağustos 2014 tarihinden sonra yeni Başbakanı tespit ederken iki önemli konuyu dikkate almıştır. Bunlardan birincisi bizim ilkyazımızda “1’nci paralel” diye tanımladığımız Gülen Hareketi/Hizmet/Cemaat diye tanımlanırken en son ismi “Paralel Yapı” olan olguyu ortadan kaldırma , ikincisi ise yukarıda isimlerini tek tek saydığımız güruhun nihai hedefi “yıkım süreci”’dir

AKP’nin  bir çok kurucu üyesi var iken eski Dışişleri Bakanı yeni Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU’nun, ERDOĞAN tarafından AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlığa aday gösterilmesinin tek nedeni “1’nci Paralel” ‘li bitirmek ve “2’nci Paralel” ‘in “yıkım süreci” ‘ni de hiç taviz vermeden uygulayacak kişi olduğuna inanmasıdır!

Nitekim yeni Başbakan DAVUTOĞLU’nun ilk demeçlerinden birisi “…2015 yılı çözüm sürecinin final yılı olacaktır. Bunun gerçekleşmesi için oluşturulan komisyonlar ile on beş günde bir toplantılar yapılacak ve çalışmalar sıkı bir şekilde takip edilecektir” şeklinde olmuştur!

Önümüzde 2015 Milletvekilliği genel seçimleri vardır. Bu seçimlerin “Dar Bölge Sistemi” ile yapılması kuvvetle muhtemeldir. Seçim sonuçlarına göre devamında Başkanlık/Sistemi/Yarı Başkanlık Sistemi’nin zorlanması da sürpriz olamayacaktır.

Bütün bu yıkım faaliyetleri yürütülürken yıkım koalisyonunun Türk Milleti üzerinde algı oluşturmak için kullanacak sihirli kelime de “Yeni Türkiye” olacaktır. Şimdiden çok sık kullanılır olmuştur!

Birbirini tamamlayan  “İki Paralel Arasında Sıkışmak” başlıklı yazılarımızda iki paralel arasında sıkışan, sıkıştırılmaya çalışılan ise dünya milletler tarihindeki şerefli yerini muhafaza eden Türk Milleti’dir!

Necip Türk Milleti kendisini “Din İle Aldatanlar” ile “Yıkım Süreci” arasında sıkıştıran emperyalist güçlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin oyununu Kurtuluş Savaşında olduğu gibi bozacaktır!

“Vatan Mevzubahis İse Gerisi Teferruattır!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar