1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. 'Hilali bayraktan kaldırmak istediler'

'Hilali bayraktan kaldırmak istediler'

Seçim türküsü "Kiziroğlu Mustafa" türküsünün Kürtçe okunduğu kongrede Kürtçe öğrenmek istediğini kaydeden Davutoğlu, "Biraz vakit bulsam güzel Kürtçemizi de öğrenmek istiyorum. Çözü sürecini kardeşlik süreci kıldık ve devam ediyoruz" dedi.

A+A-

SEÇİM TÜRKÜSÜ "KİZİROĞLU" KÜRTÇE ÇALINDI

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır Seyrantepe Spor Kompleksi'nde düzenlenen partisinin 5'inci İl Olağan Kongresi'ne katılmak üzere geldiği salonda Davutoğlu'nun seçim türküsü olan "Kiziroğlu" ilk kez Diyarbakır'da Kürtçe ve Arapça olarak çalındı. "Kiziroğlu"nun Kürtçe versiyonunda, "Davutoğlu Ahmet Hoca bilen adam, yiğit adam, dünya onu tanıyor" nakaratları sürekli çalındı. İl kongresinin yapıldığı salona ise "Selahaddini Eyyübi'nin torunları yeni Türkiye yolunda hocasıyla yan yana", "Çözümün kalbi Diyarbekir'e hoş geldiniz", "Kadim kentin evlatları taşkentli bilge adamla omuz omuza" ve Kürtçe "Kardeşliğin sesi Davutoğlu" yazılı pankartlar asıldı. Eski İl başkanı Aydın Altaç Başbakan Davutoğlu'nu öven konuşmasını Kürtçe ve Türkçe yaptı. Kongreye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Grup Başkan Vekili Ahmet Aydın'da katıldı. Gıda ve Tarım Bakanı Mehdi Eker konuşurken, Bingöl'de 2008 yılında canlı bomba saldırısında yaralı olarak kurtulan Remzi Alyu, tribünden salona atlayınca korumalar tarafından Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanına götürüldü. Durumunu Davutoğlu'na anlatan Alyu, tedavi için yardım istedi. Alyu canlı bomba saldırısı sırasında tedavisinin yapıldığını ancak vücudunda halen sağlık sorunları bulunduğunu söyledi. Davutoğlu Alyu'nun tedavisi için talimat verdi.

"VARLIĞINIZ VARLIĞIMIZDIR"

Eşi Sare Davutoğlu ile birlikte salonda kurulan platform üzerinde yürüyerek partililere karanfiller atan Başbakan Ahmet Davutoğlu, konuşmasına Diyarbakır'ı ve Diyarbakırlıları övdükten sonra Kürtçe "Hebuna we, hebuna meye-Varlığınız, varlığımızdır" sözleriyle başladı. Diyarbakırlıların yiğit, vefakar, ehli iman ve ehli edepli olduğunu dile getiren Davutoğlu, Diyarbakır bizim mürşit şehrimizdir. Sadece konuşma için gelmedim. Mürşid şehirden irşad almaya geldim. Milletin arasına fitne sokmak isteyen herkese cesaretle söylüyoruz ki Kürt yiğitlerle, Zaza yiğitlerle burada omuz omuzayız. Kürt yiğitlerini, Zaza yiğitlerinden Türk yiğitlerinden ayırmak isteyenlere Batı ve Güney Toroslar, Sakarya ve Dicle kardeştir diyoruz. Kudüs fatihleriyle İstanbul fatihlerini ayırmak mümkünmü. İşte biz buraya geldik. Diyarbakır üzerinden bir asra, bir millete bütün bir Ortadoğu coğrafyasına selam vermeye geldik. Diyarbakırlı'dan hiç bir zaman sözünden dönen görmedik. Diyarbakırlı'dan hiç bir zaman verdiği söze ihanet eden görmedik. Diyarbakırlı kardeşimin bir tel saçına zarar gelse, ayağına diken batsa o diken bizim yüreğimize de batar" dedi. Diyarbakır, Türkiye, Ortadoğu ve dünyanın her yerinde Selahaddini Eyyübi, Ertuğrul Gazi'lerin torunlarının hep birlikte yürüyeceğini, çatışmak isteyenlere karşı inadına barış diyeceklerini belirten Davutoğlu şunları söyledi:
"Diyarbakır'da da, Ortadoğu'da da dünyanın her yerinde de Selahaddini Eyyübi'nin, Ertuğrul Gazi'lerin torunları olarak hep birlikte yürüyeceğiz, çatışmak isteyenlere karşı inadına barış diyeceğiz. Yeni Türkiye, yeni Ortadoğu, yeni dünya diyeceğiz. İnadına barış kardeşlik diyeceğiz. Biz bunun için çözüm süreci diyoruz. Çözüm süreci bir seçim kazanmak için değildir. İşte biraz önce zikrettiğimiz kaderdaşlığın tesis edildiği bir süreçtir. Bizler asırlarca bir arada yaşamış olan kardeşliği bir arada tutmaya çalışırken birileri aramıza fitne sokmaya çalışıyor. Biz bir çözüm sürecini yerli milli bir proje olarak başlattık. 30 yıldır bu ülkenin anaları Doğu'da da ve Batı'da da evlat acısıyla ağladı. Biz bu kaderi değiştirmeye kararlıyız. Geçmişte gördünüz ne zaman bu meseleleri çözmek için yola çıkılmışsa hep engeller çıkarılmıştır. Rahmetli Özal zamanında bir çözüm süreci başlatmıştı. O sürecin önemli isimlerinden Eşref Bitlis rahmetliyi şehit ettiler. Arkasından da Özal vefat etti ve o çözüm süreci akamete uğradı. Ardından rahmetle andığımız Gaffar Okan’ı. Onun ismi bugün dahi kardeşliğin sembolü olmuştur. Rahmetli Erbakan çözüm için çaba sarf ettiğinde 28 Şubat süreci başlatıldı. 2005’te Diyarbakır konuşmasıyla çözüm süreci tekrar ihsas edilmeye başlandığında 2006’da Cumhuriyet mitingleri tertip edildi. Devlet içindeki çeteler 90’lı yıllardaki gibi karanlık bir dönemi başlatmak istediler. Milli birlik ve kardeşlik projesini devreye soktuğumuzda 2009 yılında hemen arkasında paralel çeteler devreye girdi. Bu çabayı gösteren ve sürdüren Sayın MİT müsteşarımıza kumpas kurdular. Biz yılmadık. 2013 te çözüm sürecine yeni bir ivme kattık. 2013 baharı tamda verilen mesajlarla yepyeni bir dönem başlayacakken, silahlı unsurlar Türkiye'yi terk edecekken terk etmeye başlamışken, Gezi provokasyonlarını başlattılar. Gezi üzerinden çözüm sürecini baltalamak istediler. Geziyle birlikte bütün ülkeyi karanlığa sokmak istediler. Ama biz durmadık. Tam o çözüm süreci provoke edilmek istenirken biz 2013 haziranında çözüm süreci yasasını çıkardık. İlk defa çözüm süreci bir yasal çerçeveye büründü."

"KOBANİLİLERİ ALINLARINDAN ÖPÜYORUM"

Çözüm sürecinin kendileri için bir varoluş sebebi olduğunu kaydeden Ahmet Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sayın Cumhurbaşkanımızda dedi bende dedim çözüm süreci bizim varoluş sebebimizdir. Çözüm süreci her ne olursa olsun mutlaka başarıya ulaştıralacak. Diyarbakır, Cizre, Van'da Edirne ve Konya'daki gençler dağlarda karşı karşıya değil barış sofralarında bir arada olacaklar. Hiç bir şekilde onları karşı karşıya getirmeyeceğiz. Bu milletin her derdi bizim için azizdir. Selahaddini Eyyübi'nin torunları, Osman Gazi'nin torunları, Ertuğrul Gazi'lerin torunları hep birlikte, yeni bir dünyayla birlikte Kudüs'ün özgürlüğü için, Şam'ın özgürlüğü için birlikte dünyada adalet için çalışacaklar. 62'ınci.hükümeti kurar kurmaz yaptığımız ilk çalışma yasası Haziranda çıkmış olan çözüm sürecine hükümet olarak bir mekanizma çerçevesi kazandırmaktır. Çözüm sürecini hiç aksamayan bir mekanizma çerçevesine oturttuk. Tam çözüm sürecine yeni adımlar atmışken, yeni Türkiye demişken vatandaşlarımızın özgürlüğü için yola çıkmışken 6-7 Ekim Kobani olaylarını çıkarttılar. Bu olaylar Kobani için çıkmadı. Buradan Kobani'ye selam ediyorum . Suriyenin her şehrine selam ediyorum. Kobanili her kardeşimi alnından öpüyor, bağrıma basıyorum. 197 bin Kobanili kardeşini sınırdan almış olan bu ülke Kobani'yi unutabilirmi?.Kobanililerin hepsine kapımız açıktır. Kobani diyerek şehirlerimizi yangın yerine çevirmek istediler. Doğu ve Güneydoğu'da bir şekilde çözüm sürecini provoke etmek istediler. Artık bu topraklarda evladım ne olacak diye analar düşünmesin istedik. Diyarbakır sokakları emin olsun. Şunu da söyledik. Onlar tahrip edebilirler ancak biz inşaa edeceğiz. Bir ay geçmedi yakılan yıkılan bütün işyerleri bütün binalar, okullar, mescitler ve Kuran kursları tekrar inşaa edildi. Diyarbakır sokaklarında bir daha yangın yerine çevrilmemesi için her türlü tedbiri alacağız. Kobani'yi nasıl koruyor ve koruyacaksak Kobanili kardeşlerimizi nasıl bağrımıza bastıysak, Suriye ve Irak'taki herkesi de bağrımıza basacağız. İşte Koban bahanesiyle çıkarılan olaylardan sonra hamdolsun çözüm süreci tekrar ivme kazandı. Tekrar bir tarafta değil bütün milletin malı olan çözüm süreciyle ilgili bütün taraflarla görüşüyoruz. çözüm süreci milletin malıdır milletin geleceğidir. Bütün vatandaşlarımızın istikbali olan çözüm sürecine sahip çıkacağız. Tarihdaşlık çözüm sürecinin ortak noktasıdır"

"HİLALİ BAYRAKTAN KALDIRMAK İSTEDİLER"

Kobani olayları sakinleştiğinde bu kez Cizre'de provokasyonların devreye sokulduğunu kaydeden Davutoğlu, "Cizre provokasyonları oldu. Kardeşi kardeşe kırdırtmak istediler. Onlara karşı da tedbir aldık. Ama bilisin ki her bir Cizreli bizim kardeşimizdir. Türk ulusalcıları diyor ki Selçuklu’yu, Osmalı’yı, Osmanlıcayı unutun gelin tarih öncesi bir medeniyet inşa edelim. Kürt Baasçıları da unutun o İslam asırlarını daha öncesine Medlere Perslere gidin diyorlar. Ama bilsinler ki Anadolu’nun mayası İslam mayası tevhit mayasıdır. Türk, Kürt, Zaza yiğitler yine yan yana olacaklar. İnşallah bu ebedi kardeşlik daim kılınacak. İşte 28 Şubat’ta hilal İslamı temsil ediyor diye hilali, bayraktan kaldırmak isteyen Türk ulusalcılar çıktı. Bu al bayrak dünyada mazlumların tevhidin bayrağıdır. Bizler hilalin temsil ettiği İslamı temsil etmeye devam edeceğiz. Yeni bir Ortadoğu hedefliyoruz. Suriye’deki zalimlere karşı her yerde Türklerin, Kürtlerin ve Arapların oluşturduğu yeni bir Ortadoğu istiyoruz."
Çözüm süreciyle ilgili yapmak istediklerini 3 başlık altında sıralayan Davutoğlu şunları söyledi:

"Çözüm süreciyle ilgili 3 hususu dile getireceğim. Birincisi, çözüm sürecinin omurgası ortak tarihdaşlığımızdır. Ayrılmaz bir bütün olan ortak tarihimizdir. Milleti ibrahimin ve bütün velilerin şehri bunu çok iyi anlar. Biz güzel Türkçemizle güzel Kürtçemizi kardeş yapmaya geldik. Ne zaman Hz. Peygamber'e herhangi bir edep dışı davranış olsa bölge aniden ses verir. Dün burada Hz. Peygamber'ini koruyan her kardeşime selam ediyorum. Onun için başımızı vermeye hazırız. Yolumuz onun yoludur. Burayı dolduran herkesten Allah razı olsun. İşte tarihdaşlık budur. Çözüm sürecini kardeşlik süreci kıldık ve devam ediyoruz. Çözüm sürecinin ikinci esası çağdaş bir ülkede yaşamının gereği olarak eşit vatandaşlık haklarına sahip olmaktır. Onlarca yıl bu ülkede Kürtçe konuştuğu için cezalandırılanlar oldu. Analar babalar hapishanelelere gitiğinide cezalandırıldı, Kürtçe şarkılar yasaklandı. Düşünün Ak Parti iktidarı olmasaydı Kürtçe Serokwezir yani Başbakan yazılırmıydı. Ve bir :aşbakanda 'Hebuna we Hebuna meye' varlığınız varlığımızdır Kürtçe dermiydi?. Biraz vakit bulsam güzel Türkçemiz gibi güzel Kürtçemizi de öğrenmek istiyorum. Biz bütün yasakları kaldırıyoruz. OHAL'i kim kaldırdı? Ak Parti? Kürtçe yazı yasağını kim kaldırdı? Ak parti."
Başbakan Davutoğlu, salondakilerin sık sık, "Serok Ahmet" (Başkan Ahmet) diye slogan atması üzerine ise, "Serok Ahmet diyorlar. Biz inşallah önümüzdeki dönemde özgürlükçü bir anayasa için seçimlere gidiyoruz. Bu yasakları kaldırdık ve bu yasakların karşısısında dimdik durduk ve durmaya devam edeceğiz. Bu kardeşlik kentinden yeni ve eşitlikçi Türkiye'ye yürüyoruz. İşte koruma polisimde Diyarbakırlıdır. Beni o koruyor. Üçüncüsü, çözüm çözüm süreciyle ülkemizde sağladığımız birlik ve beraberlik üzerinden yeni bir Ortadoğu istiyoruz. Kürt'ün, Türk'ün, Arap'ın kardeş olduğu yeni bir Ortadoğu istiyoruz. Kürtlerin, Türklerin ve Arapların omuz omuza olduğu yeni bir Ortadoğu istiyoruz. Biz Hz. İbrahamin, Selahaddini Eyyüb'inin Ortadoğusu diyoruz. Halklar kardeş olacak" dedi.


Başbakan Ahmet Davutoğlu, kongrenin ardından Diyarbakır Valiliği'nde 6-7 Ekim olaylarında hayatını kaybeden Yasin Börü ve diğer 5 kişinin ailelerininde bulunduğu 14 kişiyle görüştü. Davutoğlu, Yasin Börü'nün kardeşi Furkan Börü ile özel ilgilenerek alnından öptü. Davutoğlu, daha sonra şehit edilen Diyarbakır eski Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın suikaste uğradığı Sezai Karakoç Bulvarı'nı ziyaret etti. Davutoğlu, daha sonra Batman'a geçti. Davutoğlu'nun Diyarbakır ziyareti nedeniyle kentte sıkı güvenlik önlemleri alındı. Çevre illerden takviye polis ekiplerinin de geldiği Diyarbakır'da geçiş güzergahı üzerinde zırhlı araçlar, keskin nişancılar konuşlandırıldı.


BATMAN'DA COŞKULU KARŞILAMA

Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin il kongresine katılmak üzere geldiği Batman'da vatandaşlar tarafından coşkulu şekilde karşılandı. Kongrenin yapılacağı Atatürk Kapalı spor Salonu girişinde toplanan vatandaşlar, "Batman seninle gurur duyuyor" sloganları attı. Bazı çocuklar elini öptüğü Davutoğlu, bekleyen vatandaşlarla kısa bir süre sohbet etti.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a da sevgi gösterilerinde bulundu.

BATMAN'DA KONUŞTU

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyarbakır'ın ardından geçtiği Batman'da partisinin Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen il kongresine katıldı. Maliye Bakanı Bakanı Mehmet Şimşek'in bir anısını anlatan Davutoğlu, "Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek kardeşimiz yolda gelirken bir hatırasını anlattı. Dedi k,i 80'li yıllarda radyoda, şarkı dinleyebilmek için babamın getirdiği bir eski teybi karıştırarak hat arardık ve Ermenistan'dan gelen Kürtçe yayını dinlerdik. Bu bir utanç değil miydi? Şimdi TRT Kürdi var. Kürtçe şarkıların, türkülerin, kardeşlik türkülerinin söylendiği TRT Kürdi var. Vatan bölünmedi. Türk, Kürt kardeştir. Ayrım yapan ve paralel kalleştir" dedi.

Çözüm sürecinin nasıl başladığına vurgu yapan Davutoğlu, "2005'te Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'da yaptığı konuşma ile başlayan çözüm süreci her türlü badireleri aşarak bugünlere kadar geldi. Bu badirelere karşı da dimdik duracağız" diye konuştu. Barış yolunda gayret içinde olduklarını anlatan Davutoğlu, "6-7 Ekim'de birden çeteler değişik şekillerde sahneye çıktılar ve çözüm sürecine darbe vurabilmek için Kobani'deki kardeşlerimizin acısını bahane ettiler. Kobani'den gelen Kürt kardeşlerimize ne muamele yapmışsak Halep'ten gelen Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimize aynı şekilde kucağımızı açtık" dedi. Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarının HDP'nin başlattığı bir provokasyon ile halkın sokağa döküldüğüne anlattı ve şöyle devam etti:

"Batmanlı kardeşlerimiz neredeyse üç gün evlerinin dışına çıkamaz hale geldiler. Yaktılar, yıktılar. Bunu da Kobani için gibi yapmış olduklarını iddia ettiler. Halbuki eğer Türkiye güçlüyse, Batman zenginse, Diyarbakır zenginse, Şırnak, Cizre zenginse sınırımızın ötesindeki Kürk, Türkmen kardeşlerimize yardım edebiliriz. Oradaki kaosu içeri getirmenin ne alemi vardı? Tam da 2013'ten itibaren çözüm süreci ivme kazanmışken bölgeye dönük ciddi yatırımların işareti başlamışken sadece çözüm sürecine değil ekonomiye de darbe vurmaya kalktılar."

"NEDEN SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN BASKI"

HDP'ye seslenirken de Başbakan Dvutoğlu, "Sormak istiyorum, 6-7 Ekim olayları ile ne kazandınız? Yakarak yıkarak ne elde ettiniz? Diyarbakır'da olaylarda katledilen kardeşlerimizin aileleriyle görüştük. Yasin Börü'nün ve diğerlerinin, bu canlara niye kıydınız? Ne istiyorsunuz? Demokrasi istiyorsanız Türkiye'de demokrasi her yerde var. Fikir özgürlüğü diyorsanız her yerde konuşabilirsiniz. Peki siz neden şehirlerimizde bir baskı kurmaya kalkıyorsunuz? Neden seçimler yaklaşırken bir baskı ile insanların iradesine sekte vurmaya çalışıyorsunuz?" dedi.

"KÜRT-TÜRK AYRIMINA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Kamu düzeninin herkese lazım olduğunu hatırlatan ve Türkiye'nin her yerinde kamu düzeninin sağlanacağını söyleyen Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bütün kardeşlerimize soğukkanlı, vakur ve mutlaka milli iradeye güvenerek sabırla mücadele etme tavsiyesinde bulunuyorum. Türkiye'de birileri aynen Suriye ve Irak'ta olduğu gibi bu şehir Kürtlerin şehri, şu şehir Türklerin şehri yapmak istiyor olabilir. Ben 77 milyonu temsilen söylüyorum. Hakkari ne kadar Kürt’se o kadar Türk’tür. Edirne ne kadar Türk’se o kadar Kürt’tür. Bu baş bu gövdedeyken, bu yürek bu bedendeyken Allah şahittir ki bir gün dahi Kürt-Türk ayrımı yapılmasına izin vermeyeceğiz. Alevi-Sünni ayrımı yapılmasına izin vermeyeceğiz. Suriye'de Halep'in halini gördükten sonra Irak'ta o güzelim Kerkük'ün halini gördükten sonra dışarıdaki emperyalistler, iş birlikçileri, içerideki uşakları ne kadar çaba sarf ederlerse etsinler Diyarbakır'da Batman'da Şırnak'ta ve altını çizerek söylüyorum Cizre'de ve bütün Türkiye'de özgürlük ve güvenlik hakim olacak."

SLOGANLAR VE YANIT

Başbakan Davutoğlu'nun konuşması, salonda bulunanların, 'Vur vur inlesin, Pensilvanya dinlesin' tezahüratlarıyla kesildi. Bunun üzerine Davutoğlu, "İçerdeki hainler, dışarıdaki hainler de dinleyecek. Batman'ın her bir köşesine selam olsun" karşılığını verdi. Salondakiler 'Türk-Kürt kardeştir, ayırım yapan kalleştir' tezahüratı yapınca Başbakan Davutoğlu'nun, "Kürt Türk ayırımı yapan ve paralel yapı kalleştir" demesi uzun süre alkışlandı.

MEHMET ŞİMŞEK KÜRTÇE KONUŞTU

Başbakan’dan önce Kürtçe konuşan Maliye bakanı Mehmet Şimşek, "Eğer bu konuşmayı 15 yıl önce yapsaydım muhtemelen beni içeri atarlardı. Evet çok değil, işte bugün eğer biz ana dilimizle burada, birliğimizin, beraberliğimiz, kardeşliğimiz için çağrıda bulunuyorsak, bunun için riskle karşı karşıya değilsek, sizin hizmet ettiğiniz, büyüttüğünüz AK Parti sayesindedir" dedi.

Batman’da ve bölgede büyük bir yatırım, büyük kalkınma hamlesi başlattıkları görüşünü savunan Şimşek, "Birliğimiz sadece bu bölge için değil, Türkiye’deki namertler için korku kaynağı olmuştur. Ak Parti, önceki Başbakanımız Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımızın devam ettirdiği çözüm süreci aynı zamanda bir refah sürecidir" diye konuştu.

KONGREDEN NOTLAR

Başbakan Davutoğlu'nun ziyareti nedeniyle Batman'da sıkı güvenlik önlemleri alındı. Kongrenin yapıldığı 1500 kişilik salonun tribünler ile sahaya bırakılan sandalyelerin tamamı da doldu. Buna rağmen salona alınan çok sayıda kadın ve erkek kongre üyesi ayakta kaldı.

Salonda Atatürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun posterleri ile çok sayıda dövizlerin asılı olduğu gözlendi.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.