Ey Devlet Bahçeli belki biraz acı olacak ama siz zehir zukkumu bile hak ettiniz.

Çünkü biz ülkücüler insanı yaratılmışların en şereflisi olarak kabul ederiz ve verdiğimiz siyasi mücadelede "ya Ülkücüler devlet olacak ya devlet ülkücü olacak" dedik.

Sizin ülkücüyü devlet yapma mücadeleniz hiç olmadı! Ülkücüleri bürokrasiye sokmamak için elinizden gelen her şeyi yaptınız. Hatta Pensilvanya'nın talimatıyla 57 hükümet döneminde KPSS sınavını çıkardınız ve bu sınavı FETO'cu olan ÖSYM başkanına teslim ettiniz.

O dönemde Cumhurbaşkanlığına aday olan ülkücü bir ağabeyimizi "Sen neden aday oldun" diyerek Cemal Enginyurt'a dövdürdūnüz.

Koalisyon ortağı olmanıza rağmen kamuda görev yapan Kamu-Sen üyesi ülkücülere devletin kapısını kapattınız.

Yüreğinizin hiçbir noktasında ülkücüye karşı bir vefa göstermediniz ama yandaş, yalaka ve dalkavuklarınız da hiç eksik olmadı etrafınızda..

Ne acıdır ki Başbuğ'un emaneti olan Türk kurultaylarını yasakladığınız günden bu yana size karşı hep sustuk. Öfkemizi içimize attık ve her zaman yaptığımız gibi "vardır bir bildiği" dedik en büyük yanlışı yaptık.

Siz hiçbir zaman MHP'nin ve ülkücülerin menfaatlerini gözetmediniz. Vefa denilen duyguyu hiçbir zaman göremedik sizde...

Ülkücüye karşı kindar olmanın sebeplerini bilemedik siz de...

Cumhurbaşkanlığı'na bir ülkücünün aday olmasını bile hazmedemediniz ve Ahmet Necdet Sezer için uzlaşma yaptınız.

Şimdi de utanıp sıkılmadan "bizim adayımız yok Recep Tayyip Erdoğan tek adayımız" diyerek bağırıyorsunuz ve sözüm ona kendisini bu partinin neferi gören bazı kendini bilmezler de çılgınca alkışlıyorlar sizi..

Ağlanacak halimize gülüyoruz yani...

Biz şimdi neyinizi sevelim sizin. Yarın hak vaki olduğunda hangi ülkücü size rahmet okuyacak "Mekanı cennet olsun" diyecek acaba?

Ben kendi adıma daha önce söyleyeceğimi söyledim. Partime değil ama partinin tepesinde o menfaatçi takımını hiç bırakmadığınız için size verdiğim destegı asla helal etmiyorum..

Ey Bahçeli. Gün gelecek vicdanınız sizden hesap soracak bunu da yazın bir kenara...