1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. Ege’de Deve Güreşleri...
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Ege’de Deve Güreşleri...

A+A-

Ege’de Deve Güreşleri...

Şu insanoğlu’nun acayip hallerine bakınız... Anadolu’nun pek çok yöresinde hayvanlar güreştiriliyor. Güreşmeyi bilmiyorlarsa dövüştürülüyor. Ve koca koca adamlar bundan zevk alıyorlar, bundan para kazanıyorlar.

Kuşadası’nda Davutlar’da yazlık komşumuz Ahmet Beyin kulakları çınlasın. Hanları, hamamları var. Aydın’ın zenginlerinden biri. Pek çok alanda da işi var. Otomobil galerisi, tarım aletleri satış istasyonu filan gibi...

Ama bunların yanı sıra, hatta bana göre bunların hepsinden de önde develeri var. Güreşçi develeri... Onları yıl boyunca yediriyor, içiriyor. Gözü gibi bakıp besliyor. Günü gelince bir iki kasabada bilmem kimin devesiyle güreşsinler diye.

“Ahmet Ağabey, o develer kolay kolay doyurulamaz. Onlara harcayacağın parayla...” demeye kalkışmayın. Ben denedim, lafımı bitiremedim.  “Kardeşim ben işin zevkindeyim” dedi. “O develer şöyle birbirlerine koca gövdeleriyle bir yüklenivermiyorlar mı, ben bitiyorum, bitiyorum.”

Ne diyebilirim? Allah iyi ki, beni böyle zevklerden mahrum bırakmış.

Horoz dövüştürenler var. O horozların halini gördünüz mü? Kan ter içinde kalıyorlar. Ölesiye birbirlerini hırpalıyorlar. Ve dövüşü izleyen onlarca kişi zevkten kudurma durumları yaşıyorlar. Tanrım şunları gerçekten kudurtsa...

Köpek dövüştürenler var. Artvin filan taraflarında da büyük baş hayvanları vuruşturuyorlar. Onun adına da Boğa Güreşi diyorlar... zavallı hayvanlar birbirlerine kıyasıya kafa kafaya vuruşuyorlar. Ne için olduğunu bilmeksizin...

İşittim ama, inanamadım. Çekirge dövüştürenler varmış. Hatta karıncaları dövüştürmeye kalkışanlar olmuş. Sadece kediler “Oğlum bak git!” diyorlarmış insanlara. Kediler oyun için de olsa, şakayla da olsa birbirleriyle güreşmeye, dövüşmeye kalkışmıyorlarmış. Onlar haysiyetli hayvanlarmış.

Bütün bu hayvanca güreşleri, dövüşleri işite işite ben insanların güreşmesinden soğudum, inanır mısınız? İlk gençlik yıllarımızda ata sporu diye bize kabul ettirilen ve yeryüzünde bizden başka bu güreşleri becerebilenlerin bulunmadığı o güzelim yıllarda nasıl da göğsümüz kabara kabara dolaşırdık.

1936 Olimpiyatlarında rakibini sadece 36 saniyede yenen Türk... Kimdi şu anda hatırlamıyorum ama, Gazanfer Bilge, Yaşar Doğu, Celal Atik hayranı olduğumuz Türk büyükleriydi. Ne zamana kadar onlarla övünmeye devam ettim.

Bir insanın kolunu bacağını kıvırıp onu alt etmenin pek de hüner olmadığını öğreninceye kadar... Şimdi diyorum ki, “Deveyi güreştirmekten aldığınız zevki Fazıl Say’ı piyano başında dinlerken de alabiliyor musunuz? Bir horozun diğer horozu ustaca gagalamasını izlerken ne gibi bir mutluluk duyuyorsanız, Kral Lear adlı oyunu izlerken de aynı mutluluğu duyuyor musunuz?

Profesör olduğunuz halde Kenan Işık’ın sunduğu yarışmada ilk soruda elenmemeyi başarabiliyor musunuz? Orta Doğu Teknik Üniversitesi profesörleri için “Profesör olsanız ne yazar...” demekten uzak kalabiliyor musunuz?

Ve Zeynel Kozanoğlu şunları yazarken “Haklısın arkadaşım” diyebiliyor musunuz? İşte o zaman siz gerçekten benim toplumuma yakışır insanlarsınız... Yoksa deve güreştirerek, köpek boğuşturarak hiç olmazsa bu ülkenin görüntüsünü bozmayın. Ne olur, gölge etmeyin, biz de sizden ihsan istemeyelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.