ÇHD üyesi grup Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplandı.

 

"Taksim 1 Mayıs alanıdır AKP terörüne son" yazılı pankart açan grup adına yapılan basın açıklamasını okuyan avukat Evrim Deniz Karatanı, "1 Mayıs kana bulanmış emekçilerin canına kast edilmiştir. 17 yaşındaki Dilan Alp ile Zafer Yolcu, Meral Dönmez, Serdal Gül, İbrahim Akal çeşitli yerlerine ve kafalarına isabet eden gaz bombaları nedeniyle ağır şekilde yaralanmışlardır. Yaralılardan bazılarının hayati tehlikesi devam ediyor. Biz yaşanan tüm bu olayların sorumlulularının cezalandırılması için mücadele edeceğiz" diye konuştu.

 

"Sıkıyönetim uygulandı"

 

Avukat Güray Dağ da "1 Mayıs'ta Valilik'in İçişleri Bakanlığı'nın hatta Başbakan'ın talimatıyla ilan edilmemiş bir sıkıyönetim uygulandı. Bizler dün yaşananlar hakkında, sorumlularla ilgili suç duyurusunda bulunmak üzere buradayız. Dün ciddi şekilde yaralanan insanlar oldu. Bunların bir kısmı halen hastanelerde yatıyor. Onlar adına da suç duyurusunda bulunacağız" dedi.

 

Olaylar sırasında Şişli'de başına isabet eden cisimle yaralanan Serdal Gül'ün kardeşi Sercan Gül de "Kendisi şu an hastanede halen durumu kritik. Umutla bekliyoruz. Biber gazı kapsülü gelmiş kafasına, yakın mesafaden kafa hedef alınarak darbe alıyor kafasına. Doktor ilk tomografiden sonra kafatasındaki kırığın neden olduğunu sorduğumda biber gazı bombası olduğunu söyledi" diye konuştu. Okmeydanı'ndaki olaylarda gözünden yaralanan İbrahim Akal'ın kardeşi Umut Akal da, kardeşinin bir gözünü kaybettiğini belirterek diğer gözünü de kaybetme riski bulunduğunu ifade etti.

 

"Hayati tehlikeleri sürüyor"

 

Dilan Alp ve Meral Dönmez'in son sağlık durumlarına ilişkin bilgi veren avukat Evrim Deniz Karatanı, "Gaz bombaları tamamen yatay ve zarar vermeye yönelik atışlardı. Bunun da karşılığın ağır yaralılarla gördük. Dilan ve Meral'in de hayati tehlikesi devam ediyor. Her ikisi de kafasının arka kısmından aldığı darbeler nedeniyle kafataslarında kırıklar ve çökmeler oluştu. Her ikisi de beyin kanaması geçirdi. Dilan'a bir operasyonm yapıldı halen izlenmeye devam ediyor. Bilinçleri bazen açılıyor bazen kapanıyor. Bir iyiye gidiş bekliyoruz ama hayati tehlike halen devam ediyor" ifadelerini kullandı.

 

Dilekçeden

 

Son 3 yıldır büyük bir coşkuyla kutlanan 1 Mayıs'ın, bu yıl Muammer Güler'in İçişleri Bakanlığı görevine gelmesiyle, tekrar 2010 yılı öncesinde yaşanan olaylara dönüldüğü anlatılan dilekçede, sıkı yönetimi andıran uygulamalarla yüzlerce insanın biber gazı ya da doğrudan polis şiddetine maruz kalarak yaralandığı öne sürüldü. 

 

Bu yıl Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs kutlamalarına kapatılmasının gerekçesi olarak yapılan inşaat çalışmasının gösterildiği ancak bunun doğru olmadığı iddia edilen dilekçede, meydanı yasaklamanın tek nedeninin devrimci 1 Mayıs kararlılığından duyulan korkunun olduğu savunuldu. 

 

Olaylarda başına gaz bombasının gelmesinden dolayı yaralanan Dilan Alp ve Meral Dönmez'in polisler tarafından işkence edildiği öne sürülen dilekçede, söz konusu şahısların tedavisinin devam ettiği belirtilerek, bir çok vatandaşında olaylar neticesinde yaralandığı ifade edildi. Dilekçede, "Başta Başbakan ve İçişleri Bakanı olmak üzere, siyasi iktidarın hukuka aykırı talimatları neticesinde kolluğun ortaya çıkarmış olduğu tablo, yürürlükteki ceza kanunlarına göre birçok suçu barındırmaktadır" denildi.